İsrail Başbakanı Refah’a düzenlenecek askeri harekatı erteledi
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’nin güneyindeki Refah’a düzenlenmesi planlanan askeri harekatı, operasyonun tarihini duyurduktan bir hafta sonra erteledi. Hem İsrail basını hem de uluslararası basının teyit ettiği bu karar sonrası operasyonun yeni tarihi hâlâ açıklanmadı.
Refah, Gazze’de evlerinden edilen Filistinliler için güvenli son sığınak olarak görülüyor. Birleşmiş Milletler’e göre bölgede bir buçuk milyondan fazla Filistinli var ve çoğunluğu, kuzey bölgelerden buraya kaçanlar.
Peki İsrail hükümeti Refah’a planladığı saldırıyı erteleyerek neyi amaçlıyor?
Askeri yanıltma stratejisi mi, lojistik yetersizlik mi?
İsrail Ordusu Nisan ayının ilk haftasında, dört aydır savaşın sürdüğü Han Yunus’taki üç askeri birliğinin de aralarında olduğu Gazze Şeridi’ndeki güçlerini çekeceğini duyurdu.
Gazze’nin kalanının kontrolü Nahal Birliği’ne kaldı. Kuzey ve güneyi ayıran bu bölge, Netzarim Koridoru olarak biliniyor.
O günlerde BBC’ye konuşan bir İsrailli yetkili, “savaşın bir sonraki aşamaları için bazı gerekli hazırlıklar ve yeniden örgütlenmeler” içinde olduklarını söyledi.
Güvenlik uzmanı Tümgeneral Dr. Muhammed El Şahavi, daha şimdiden “yaklaşık 70 bin ton patlayıcı” mühimmatı (Hiroşima’ya atılan atom bombasının iki katından fazlasına eşdeğer) Gazze Şeridi’ne yığan İsrail’in “uzun bir savaşı kaldırabilecek durumda olmadığı” görüşünde.
Bunun sonucunda İsrail’in askeri ve ekonomik gücünün azaldığı yorumları yapılıyor.
El Şahavi, “Refah’a saldırma planını hayata geçirdiği takdirde İsrail’in gün be gün vereceği kayıplar, Avrupa Birliği ve ABD’nin öncülüğünde Batı’nın verdiği lojistik desteği de etkiler” diyor.
İsrail’in 162’nci Tümen’in etkinliğini arttırarak Refah’a kuvvetli bir şekilde saldırmak için hazırlık yaptığını ifade eden uzman, kara operasyonu açıklamalarına rağmen İsrail’in bölgeyi işgal etmeye ya da kuzey ve güney kesimleri birbirine bağlayan ana yollardan biri olan Salah Al Din noktasını kontrol etmeye yanaşmayacağını düşünüyor.
El Şahavi’ye göre İsrail ordusu, İran’ın havadan yaptığı son saldırıyı Refah’a saldırmak için bir “stratejik fırsat” olarak görebilirdi çünkü saldırının olduğu saatlerde dünyanın geri kalanının sempatisini kazanmıştı; ancak ordu bu fırsatı kaçırdı.
İsrail’in geçtiğimiz aylarda rehinelerin bırakılması ve Filistinli direnişçilerin siyasal ve askeri kontrolünün sonlandırılması gibi hedeflerine ulaşmada başarısız olduğunu vurgulayan El Şahavi, “Refah’ın işgalinin kayda değer bir başarıyla sonuçlanacağı da kesin değil” diyor.
Refah’a olası bir kara operasyonunun iki ülke arasındaki barış anlaşması girişimlerini tehlikeye sokacağı ve bir anlaşma ihlali olarak görüleceğini belirten uzman, İsrail’in uluslararası hukuku çiğnediği yönündeki suçlamaları değerlendirmekten kaçınıyor ve “İsrail yalnızca kendi çıkarları için hareket ediyor” ifadelerini kullanıyor.
Küresel desteği yeniden kazanma çabası mı?
Öte yandan Mısır, Fransa, Lübnan gibi ülkelerin liderleri başta olmak üzere bazı uluslararası liderler Refah’a saldırmanın “tehlikeli sonuçlar” getireceği uyarısında bulundular.
Paris Üniversitesi’nden jeopolitik ilişkiler profesörü Dr. Celine Grisi, Netanyahu’nun İsrail’e karşıt sesleri daha yükseltecek ve ülkesine yönelik kınama mesajlarının eyleme dönüşmesine neden olacak bir hatalı adım atmaktan kaçındığı görüşünde.
Dr. Grisi İsrail’in İran’ın saldırısı sonrası “kaybettiği uluslararası desteği geri kazandığı” görüşüne katılmıyor.
İran’ın saldırılarının henüz Batılı uzmanlar tarafından incelendiğini söyleyen Dr. Grisi, “Saldırının İsrail’in Refah’a saldırması yönünde yeşil kart verdiği ve uluslararası desteği İsrail’in lehine yönelttiğini söylemek mümkün değil” değerlendirmesini yapıyor.
Mısır’ın Netanyahu’nun hesaplarında aktif rol oynadığını ve İsrail liderinin müttefiklerine danışarak ilerlediğini söyleyen Dr. Grisi, ABD’nin tavrının, İsrail hükümetindeki aşırı sağın tavrından daha önemli olduğuna dikkat çekiyor:
“Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da kendi çıkarlarını korumak için İsrail’e destek veren ülkeler, uluslararası hukuk açısından İsrail’e yöneltilen suçlamalar ve açılan davalar nedeniyle koşulsuz destek vermekten artık kaçınıyor.”
Grisi’ye göre ülkeler, İsrail’e yönelik destekçi ya da karşıt tavırlarını İsrail’in politikalarını ciddi ve etkili bir şekilde hayata geçirip geçirmeyeceğine göre değiştirmekten kaçınacak.
Ancak Batı’nın rahatsızlığı sonrası İsrail’e yaptırım uygulamaları ihtimali var.
İç siyasetteki baskılar Refah planını etkiler mi?
İsrail’de aşırı sağcı siyasetçiler, uluslararası baskıların İsrail ordusunun Refah’ta kalan Hamas birliklerinin hedef alınmasına yönelik planları saf dışı edeceğinden endişe ediyor.
Ancak Bar-İlan Üniversitesi’nden akademisyen Dr. Mordechai Kedar’a göre Netanyahu, Refah’a saldırma kararını vermesi yönünde aşırı sağın baskılarına boyun eğmeyecek.
Dr. Kedar’a göre eğer aşırı sağ, koalisyondan ayrılmaya karar verirse, Netanyahu Benny Ganyz ve Gadi Eisenkot gibi güçlü alternatifleri koalisyona katabilir, ya da ana muhalefet lideri Yair Lapid ile işbirliği yolunu seçebilir.
Tüm bu isimler Refah’ta siviller açısından daha az tehlikeli olacak çözümleri destekliyor.
İsrail’in geri çekilmesi sonrası Gazze’de bazı geniş bölgeler ve Han Yunus’taki yıkım daha görünür oldu.
Bu da uluslararası toplumun Refah’a olası bir kara operasyonu halinde insani krizin derinleşeceği yönündeki kaygıları tetikledi.
İsrail ordusunun, “iyi planlanmış konumlara, yine iyi planlanmış bir zamanlama ile cerrahi operasyonlar düzenleyeceğini, teröristlerin bulunduğu tünel ve binaların bu hedefler arasında olduğunu” söyleyen Dr. Kedar, Netanyahu’nun Refah’a kapsamlı bir askeri operasyondan kaçınacağı görüşünde.
İsrail’in ABD gibi büyük bir karar vericiyi öfkelendirmek istemediğini vurgulayan Dr. Kedar, “Netanyahu Refah’a kapsamlı askeri operasyon kartını, baskı amacıyla zaman zaman yeniden kullanacaktır” yorumunu yapıyor.