Haber

Akşener’in Çocuk İstismarına Tepkisi: “Buna Uymazsam Şerefsizim, Rezilim, Ahlaksızım… İstanbul Sözleşmesi Bütün Bunların Hukuki Engelidir…

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İsmailağa Cemaati Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızıyla 6 yaşında imam nikahlı nikah kıyması ile ilgili yaptığı açıklamada, “Ben buna uymazsam, yukarı, gururluyum, açgözlüyüm, ahlaksızım, tıpkı şimdi olduğumuz gibi… Bu sapkınlık mutlaka cezalandırılmalı, bir daha cesaret edilemeyecek kadar hukuk içinde cezalandırılmalı, çeşitli yerlerde çocuklara uzanan eller İstanbul Sözleşmesi bunları engelleyen bir hukuk altyapısıydı. Bu çetelerin talebi üzerine Sayın Erdoğan siz İstanbul’a “Siz Sözleşme’den ayrıldınız. Gelir gelmez ilk imza İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamak olacak” dedi.

Meral Akşener, dün akşam Medyascope’ta gazeteci Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtladı. Akşener, Altı Levha, cumhurbaşkanı adayı, çocuk istismarı ve Kürt sorunu hakkında konuştu. Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:

“‘CUMHURBAŞKANI ADAYI DEĞİLİM’ DEMEK HAK BEKLEDİM”

“Seçmenimiz ile çalışıyoruz. 2018 seçimlerinde oyların yüzde 9,97’sini aldık. Bu oyların ne kadarı hangi partilerden geldi? 1,3, Sosyolojik olarak CHP’ye oy veren geçmişin laik sağ seçmeni; 1.5, özellikle İç Anadolu Bölgesi’nde AK Parti’ye oy veren milliyetçi-muhafazakar bir seçmen kitlesi ama daha makul bir seçmen kitlesi. 7.3 MHP’ye oy veren seçmen oldu. 8 puanlık AK Parti’yi oyladık neden 1.5’e düştüğünü de inceledim.Sonra ilginç bir şey çıktı.Onun için ‘ben cumhurbaşkanı adayı değilim’ dedim ve o gün öğrendiklerim yüzünden bir haktan vazgeçtim.

“ÖYLE GÜRÜLTÜLÜ BİR SEÇİM KAMPANYASIYDIK, OY Yığınları Matematiği Unuttu. BİRİNCİ TURDAN GEÇEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜ”

Biz Millet İttifakı olarak üç adaydık. Ben İnce, Karamollaoğlu. Muhalif bir seçmen vardı. AK Parti’den de ayrılmak isteyen bir seçmen kitlesi var. O kadar gürültülü bir seçim kampanyası vardı ki seçmen matematiği unuttu. Birincil tıpta geçebileceğini düşündü. Getirdiği çılgın heyecan, neşe. Sevinçle birleşen öfkeden çıktı. Bize gelmesi gerekirdi ama 7.5 puan MHP’ye gitti. Oradan 7.3 puan bize geldi. Bu çok önemli bir öğrenmedir. 7.5’i AK Parti’den kopmuş, AK Parti’de kalmamış seçmen var. Ama MHP’ye gitti. ‘Temel tıpta aldık’ tavrı yıllardır AK Parti’ye oy veren seçmenin kararını gerçekleştirdi.

“CHP’YE İTTİFAK TEKLİFİNİ GETİRDİK”

MHP’den 7.3 puan aldık. 7.5 puan gelseydi Sayın İnce 2. tura kalacak ve 2. tura kalacaktı. Buradan matematiği unutmamamız gerektiği sonucuna vardık. Ortaya çıkan bu veriler ışığında partiyi ben yönettim, hepimiz ittifakla girmek için oy kullandık. O dönemde CHP’ye ittifak teklifini getirdik. Orada bir araya geldiğinizde, farklılıklarımıza saygı duyduğumuzda, ancak ortak yönlerimizi ortaya koyduğumuzda ve bir ittifak kurulduğunda, o gücün başarıyı getirdiğini söylemek istiyorum.

“BU BAŞARI OLMADI, 6’LI MASA OLMAYACAKTI”

Basiretli, sakin ve seçmenini fazla heyecanlandırmadan kucaklayan, insanı merkeze milleti merkeze alan bir anlayışın başarıyı getireceğine inanıyoruz. Bunu kanıtladık. İstanbul ve Ankara üzerinden yürürsek; Mansur Yavaş’ın Ankara’da kazanacağı az çok belliydi. İstanbul imkansız görünüyordu. Ankara’daki bütün gazetecilerle onun alınacağına dair iddiaya girdim. Ekrem Bey’i tanıyan ve tanıyan biri değildim. İnanmak işin yarısıdır. Ancak biz UYGUN Partisi olarak ‘Bunu biz sağladık’ deyip bir mal paylaşımına, yani başarı paylaşımına, bunun getirdiği bir rekabete girseydik bu olmayacaktı. Bu başarı olmasaydı, Altı Masa kavramı olmazdı.

“İSTANBUL SEÇİMLERİNDE ISLAK İMZALI TUTANAK ALDIKTAN SONRA HERKESİN ELİNİN TUTULDUĞUNU İZLEDİK”

Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın ortak aklı olarak kabul ettiğim Altı Sofralar meselesi birbiriyle karıştırılıyor. Son derece akılcı ve akılcı seçmenlerin rahatsızlıklarını gidermek için demokrasi getirmek istiyoruz. Parlamenter sistemle bunun olacağı elbette geçmişte parlamenter sistemde eksik olan boşluklar var ama bunlar düzenlendi; adalet, yargının bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü vs. birçok şey sayabilirim. Tek adam sisteminden parlamenter demokrasiye geçişte birinci önceliğimiz budur. Üç konuda mutabık kaldık: Seçim güvenliğini sağlamak. İstanbul seçimlerinde ıslak imzalı tutanaklar alınırken herkesin eli kolu bağlı olduğunu gördük. İptal edilse dahi hukuka aykırı sayılan bir durumda 13 bin 500 yerine 805 bin fark yapıldığı ortaya çıktı. İstanbul İl Başkanları (Canan Kaftancıoğlu ve Buğra Kavuncu) 13 bin 500 oy farkını dikkatle takip etmeselerdi, o ıslak imzalar olmasa abidik gubidikle giderdi. gidemedi. Onlar ne yaptı? Hukuksuz bir şekilde iptal ettiler. Vatandaş ne yaptı? O doğru olanı yaptı.

“BÜTÜN BU ALTI PARTİNİN ÜYELERİ VE YÖNETİCİLERİ, TEKNELERİ KORUYAMAZSA MİSAFİRDİR”

İkinci değerli eser, vahşeti ortadan kaldırmanın yolu ıslak imzalardır. Onun yolu nedir? Burası altı partinin sandıklarının saklandığı yer. Bu altı partinin de üyeleri ve yöneticileri o sandıklara sahip çıkamıyorsa yanlıştır. Hepimiz yanılıyoruz. Seçmenin görevi oy kullanmaktır. Üçüncüsü adayı seçmektir. Yani cumhurbaşkanı adayını seçmek. Sayın Kılıçdaroğlu’nun dediği bu altı kişi seçecek. Bu altı kişi seçerse bir sakıncası yok, hepimiz o masaya oturduk. Bu adayın nasıl bir insan olacağına dair Sayın Kılıçdaroğlu’nun ortaya koyduğu bazı ilkeler var. Ben de onlara katılıyorum. Tıpkı zamanında kazanmamız gerektiği gibi. Bu nedenle, bu kazananın kim olacağını belirlemenin çok kolay yöntemleri var. Bunlara da orada karar verilebilir ve yapılabilir. Adaylık noktasında bugüne kadar hiç konuşmadık. Ancak ondan sonra ortada çıkıyor, o aday çıktıktan sonra arkasında bir kayanın üzerinde duruyor.

“CUMHURBAŞKANI SEÇİLMEK HERKESİN HAKKIDIR”

Bir arkadaşımızı aday gösterecekseniz o zaman diğer arkadaşımızın da haberi olsun dedim. İki arkadaşımızın (Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş) anketlere dahil olma eğilimi durmadı. Belediye başkanının ofisi dışındaki vatandaşlar nezdindeki popülaritesi bitmedi. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Vatandaşa soruyorsunuz, böyle bir sempati doğuyor. Burada adım atılamayınca feragat ettim çünkü o masada bazı şeyler söylemem gerektiğine, Altılar Masası’nın başarılı olması ve bu seçimin kazanılması için birinin söylemesi gerektiğine ikna olmuştum. bazı şeyler canını acıtsa veya sınırları aşsa bile. Nedir bu feragat? Herkesin cumhurbaşkanı seçilme hakkı vardır. Başarılı olur, elde edilemez, o başka bir şey.

“BAŞBAKANLIK, KILIÇDAROĞLU SAYIN VEYA DİĞER ARKADAŞLARLA HERHANGİ BİR PAZARLIK VE KONUŞMA YAPMADIM”

13. Başkan, Altı Masa’dan çıkacak. O zaman hızla parlamenter demokrasiye geçeceğiz. Yol haritası şu anda inceleniyor. Böyle bir durumda doğal olarak başbakanlık makamı ortaya çıkıyor. Ama ben ne Sayın Kılıçdaroğlu’yla ne de diğer arkadaşlarla o başbakanlık için herhangi bir pazarlık, görüşme yapmadım. Bu bir tartışmadır. Başbakan olsun ya da olmasın, partiniz ilk geldiğinde başbakan sizsiniz. Bu seçim, hepimiz için parlamenter demokrasiye geçiş hakkında konuşacağımız son seçimdir. Bunun hakkında tekrar konuşamayacağız. Ondan sonra önümüzdeki seçimde bu ucube sistemin gereklerinin propagandasını yaparak bir kişiyi seçeceğiz.

“BU FREAK SİSTEM SAATLİ BORU”

21. yüzyılın değer setleri, dijital dünyanın paha biçilmez setleri, oğlumun, gelinimin ve torunumun fiyat setleri ve oğlunuzun değer setleri çok farklı. O çocuklara borçluyuz. Bu ülkede nefes alamıyorlar. Bu ucube sistem onun nefes borusunu tıkadı. Yani boğazda boğulan bir el var. Ülkede eşitlik yok. Sayın Erdoğan, “Ben muhafazakar bir devrimciyim” dedi. Muhafazakar devrimciysen, yani din devrimcisiysen o zaman bu ülkenin aç çocuklarına bedava yemek verelim dedik, reddettin kardeşim. Demre Belediyesi ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine ücretsiz yemek verdi. Vali tarafından yasaklandı. Bu ne tür bir şey? Abi ne kadar devrimcisin Nasıl dindarsın? Bu seçimi kazanmak zorundayız. Türkiye nefes almalı.”

“YARGIYI BAĞIMSIZ, KORKUSUZ YAPARSANIZ, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLARSANIZ, KİŞİSEL YARGI HESAP İSTEYECEKTİR”

Ruşen Çakır’ın “Seçimden sonra hesap sorulacak mı?” sorusuna Akşener’in yanıtı şöyle:

“Tabii ki. Evime baskın yapıldı ve beraat ettiler. Yargının tuhaflığı. Öfkemin hesabını sorarsam, bu mümkün olmayacak. Yargı ve hukuk bunların hesabını soracaktır. Elbette onlardan hesap sorulacak.”

Ruşen Çakır’ın gündemdeki çocuk istismarıyla ilgili sorusuna Akşener, şunları söyledi:

“BUNU TAKİP ETMEZSEM KORKUNÇ OLURUM, NAMERİM, HEMEN OLUYORUM”

“Bunun peşini bırakmazsam şerefsizim, kendini beğenmişim, ahlaksızım. Bunu bizzat yapacağım. Parti olarak şu anda bu davanın içindeyiz. Partimizin adına Bahadır Fazilet katılacak.” .Her şeyin takipçisi olacağız.Ben Öğretmen Okulunda okurken 6 yaşında bir erkek çocuğu ilkokula kaydoldu.Sen yapamadın.Her birine harfiyen uyulmalı.Söylenecek veya söylenecek ne varsa. Yapılanlar ince işçilikle takip edilmeli ki caydırıcı olsun.Bunu dini anlamda konuşmayı doğru bulmuyorum.Bizim dinimizde de böyle bir şey yok.Ancak bunu yapan bir grup vardı. Çok uzun süre dini temsil etti.Ülkede dinle ilgili her şeyi bildiğini iddia edene Sayın Erdoğan yazıklar olsun.Bu sapkınlığın kesinlikle cezası verilmeli.Mümkün olmamalı.Çeşitli yerlerde çocuklara uzanan eller kesilmelidir. Şimdi anlıyorum ki İstanbul Sözleşmesi jenerik bir altyapıymış. bu onları engelledi. Bu çetelerin, bu zihniyettekilerin isteği üzerine Sayın Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldınız. Gelir gelmez ilk imza İstanbul Sözleşmesi’ne imza atmak olacak.

“HEM İYİ PARTİ HEM DE HDP KURUMSAL OLARAK YÖNETİCİLER ANLAMINDA BİRBİRLERİNE KARŞI EN DOĞRU İKİ PARTİDİR”

YETER Partisi de HDP de kurumsal olarak yöneticileri açısından en dürüst iki parti. HDP’nin kurumunu ve yöneticilerini eleştirince bir anda 6.5 milyon seçmen zarar görmüş gibi geliyor. Bunu anlayamıyorum. Ne bizim partimizin ne de başka bir partinin seçmeninin suçu kimsenin suçu değil. Diyelim ki Kürtsünüz. İktidara geldiğimizde ‘Ne istiyorsun’ diyeceğim. eğer söyleyeceksen. O zaman bana soracaksın. ‘Ne istiyorsun?’ Sonra ikimiz ‘nasıl yani’ hakkında konuşacağız. Kürtlerin ve Türklerin temel sorunlarına baktığınız zaman çok benzer şeyler görüyorsunuz. Çocuklarda açlık, eğitime erişim, yoksulluk, bodurluk görüyorsunuz. Yani sınıfsal olarak baktığınız zaman Kürtlerin ve Türklerin acıları benzer.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu